изумруд [izumrud] [Turkish translation]

İki tane tuğla duvar

Sıradan bir odada

İkisi de nefes alamıyor

Aralarındaki kişisellik

Çok fazla kişisel

Tanrı onları korumaktan yoruldu

Kuzeye doğru yükselecek

Ve o, bir boşlukta

Gün boyunca sessizce bekleyecek

Ve dakikalar zulüm gelecek

Zümrütten dalgalar

Meydana gelecek

Dağlar, dağlar

Dağlar, dağlar

Dağlar, dağlar, söyleyin bana

Sadakat meskeni1 nerede?

Yalan söylenmeyen yerde acı çekilmez

Dağlar, dağlar, söyleyin bana

Bana kesin ve kesin adresi verin

Gece gündüz arayacağım

Suçluluk duymadan, arkama bakmadan

Geri kalan hayatımı böyle yaşayacağım

Zaman, şüpheleri ortadan kaldırır

Suçluluğu açığa çıkarır

Ben her şeye hazırım

Dağlar, dağlar, söyleyin bana

Dağlar, dağlar, söyleyin bana

Dağlar, dağlar, acı çekiyorum

Dağlar, dağlar, yalvarıyorum

Bana kesin ve kesin adresi verin

Gece gündüz arayacağım

Suçluluk duymadan, arkama bakmadan

Geri kalan hayatımı böyle yaşayacağım

Dağlar, dağlar, söyleyin bana

Sadakat meskeni nerede?

Yalan söylenmeyen yerde acı çekilmez

Dağlar, dağlar, yalvarıyorum

Bana kesin ve kesin adresi verin

Gece gündüz arayacağım

Suçluluk duymadan, arkama bakmadan

Geri kalan hayatımı böyle yaşayacağım

Dağlar, dağlar, söyleyin bana

Sadakat meskeni nerede?

Yalan söylenmeyen yerde acı çekilmez

Dağlar, dağlar, yalvarıyorum

Bana kesin ve kesin adresi verin

Gece gündüz arayacağım

Suçluluk duymadan, arkama bakmadan

Geri kalan hayatımı böyle yaşayacağım

1. Doğrulukların bulunduğu bir mekan gibi düşünelim burayı. Doğruluk diyarı gibi...