Cildine iğneler batırıyor.
Çirkin bir sırıtış ile dönüyorum.
Onun tuvali, hayal edecek pek bir şey bırakmıyor.
Fakat iç huzuru, sınırların içinde kalamıyor.
Çok kafa karıştırıcı, onun kullandığı yöntemler.
O da biliyor ki, benim görebileceğim bir iz bırakmamalıydı.
Bir türün milyonda birini hiç bulabilecek mi?
Soğuk ve yalnız, fakat bu bana söylediği için.
Kirli dünyasının içinde kaybolmuş,
Kendisinden başka hiç kimse bu tatlı kıza zarar vermiyor.
Ah, o güzel!
Bir adamın hak ettiğinden biraz daha iyi!
Ah, ben deli değilim!
Lütfen bana onun değişmeyeceğini söyle...
Belki de gitmesine izin vermeliyim.
Fakat yalnızca onun beni sevdiği zaman. (Beni sevdiğinde.)
Nasıl öylece gitmesine izin verebilirim ki?
O beni sevene kadar olmaz. (Beni sevdiğinde.)
Yine kendi içinde boğuluyor.
Tanrım, ne de güzel bir günah.
Sanırım yapacak bir şey kalmadı, kendi yoluma gitmekten başka.
Bunun doğru olduğunu hissedebiliyor, bu yüzden gözlerini kapatmıyor.
Gülümsüyor, ve cevap veriyor.
Pek de önemli gözükmüyor.
Kirli kafamın içinde kaybolmuşum,
Bir şey bana hapsedilenin ben olduğumu söylüyor.
Ah, çok dengesiz!
Bir adamın kirlettiğinden biraz daha iyi!
Ah, acıya ihtiyacım var!
Lütfen bana onun değişmeyeceğini söyle!
Belki de gitmesine izin vermeliyim.
Fakat yalnızca onun beni sevdiği zaman. (Beni sevdiğinde.)
Nasıl öylece gitmesine izin verebilirim ki?
O beni sevene kadar olmaz. (Beni sevdiğinde.)
Birlikte olmamız gerekiyordu.
Şimdi öl ve sev beni amına koyayım.
Birbirimizi incitmemiz gerekiyordu.
Şimdi öl ve sev beni amına koyayım.
Öl ve sev beni amına koyayım.
Öl ve sev beni amına koyayım.
Öl ve sev beni amına koyayım.