Fall [Turkish translation]

Zamanın kaybolduğu bir yerde

Gökyüzü jestlerine hayran kaldım

Kontrolsüzce içime yayıldı

Her şey seninle doldu

Nefes alamıyorum bile (Bu kolay değil bebeğim)

Kaçmaya çalıştıkça daha da derine iniyorum

Tıpkı bunun gibi düşüyorum, düşüyorum, senin için düşüyorum

Senin bataklığına düşüyorum, düşüyorum,

Sonsuza dek

Nefesim yükselir ve kilitlenir

Ama bu şekilde daha rahat, daha derine iniyorum

Düşüyorum, düşüyorum

Düşüyorum

Karışık görünümünle beni bağladın

Bilinçaltımı işgal etmeye kararlısın

Tehlikeni bilerek bir adım daha yaklaşıyorum

Nefes alamıyorum bile (Bu kolay değil bebeğim)

Ayrılmaya çalıştıkça boğuluyorum

Tıpkı bunun gibi düşüyorum, düşüyorum, senin için düşüyorum

Senin bataklığına düşüyorum, düşüyorum,

Sonsuza dek

Nefesim yükselir ve kilitlenir

Ama bu şekilde daha rahat, daha derine iniyorum

Düşüyorum, düşüyorum

Düşüyorum

Hafifçe parlayan gökyüzüne

Beni daha karanlık çiz (beni karanlık çiz)

Hafızanda uzun süre (hafızanda bebeğim)

Beni daha derine bas (daha derine bas)

Evet yalanlar acı, biliyorum ama yalanlar acı

Senin için düştüğümü söyledim ama beni çok derinlere düşürdün

Sonsuz görünüyorsun, beni boğuyorsun

Her şeyi kaybettim, geri dönemem

Yavaş yavaş anlamsız nefesler alıyorum

Söyle bana güneş doğmadan önce

Kendini sonsuza dek kucaklarıma gönder

Sanırım her nefes aldığımda kilitleneceğim

Tıpkı bunun gibi düşüyorum, düşüyorum, senin için düşüyorum

Senin bataklığına düşüyorum, düşüyorum,

Sonsuza dek

Dışarı çıkacağım gibi hissediyorum

Şu anda sadece sana izin veriyorum

Ben sana aşık oluyorum

Düşüyorum