marjorie [Turkish translation]

asla çok kibar olma,

akıllı olmayı unutursun

asla çok akıllı olma,

kibar olmayı unutursun

ve eğer daha iyisini bilmiyor olsaydım

benle hâlâ konuştuğunu düşünürdüm

eğer daha iyisini bilmiyor olsaydım

hâlâ etrafta olduğunu düşünürdüm

ölen, ölü kalmıyor

ölen, ölü kalmıyor

sen hayattasın, zihnimde yaşıyorsun

ölen, ölü kalmıyor

ölen, ölü kalmıyor

sen hayattasın, capcanlısın

asla çok nazik olma,

gücünü unutursun

asla gücünü silah olarak kullanma,

nazik olmayı unutursun

ve eğer daha iyisini bilmiyor olsaydım

benle hâlâ konuştuğunu düşünürdüm

eğer daha iyisini bilmiyor olsaydım

hâlâ etrafta olduğunu düşünürdüm

ölen, ölü kalmıyor

ölen, ölü kalmıyor

sen hayattasın, zihnimde yaşıyorsun

ölen, ölü kalmıyor

ölen, ölü kalmıyor

sen hayattasın, capcanlısın

sonbahar esintisi beni uyandırıyor

gökyüzünü günbatımında çok severdin

uzun ağaç dallarını ve kış zamanı yüzmelerini

her zaman sana yetişebileceğimiz yerlerden giderdin

ve ben tüm bu zaman boyunca şikayet ettim,

arabaya geri dönerken ve merdivenlerden çıkarken

halbuki sana sorular sormalıydım,

sana nasıl olmam gerektiğini sormalıydım

benim için not etmeni istemeliydim

her alışveriş fişini saklamalıydım

çünkü her bir parçan benden alınmış olacaktı

ismini marjorie olarak dünyaya tanıtmanı,

dolabında biriktirdiğin hayallerini

ve onları bana miras bırakmanı izledim

ölen, ölü kalmıyor

ölen, ölü kalmıyor

sen hayattasın, zihnimde yaşıyorsun

ölen, ölü kalmıyor

ölen, ölü kalmıyor

sen hayattasın, capcanlısın

ve eğer daha iyisini bilmiyor olsaydım

bana şarkı söylüyor olduğunu düşünürdüm

eğer daha iyisini bilmiyor olsaydım

hâlâ etrafta olduğunu düşünürdüm

daha iyisini biliyorum

ama seni hâlâ her tarafımda hissedebiliyorum

daha iyisini biliyorum

ama sen hâlâ etrafımdasın